“O role başvuru yapmak için biraz daha kendimi geliştirmem lazım” ya da “Bu projeye başlamak için şunu da öğrenmem lazım” dediğiniz oluyor mu? Eyleme geçmek için kendinizde bir eksiklik olduğunu düşünüyor ya da daha fazla araştırma yapmanız gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Eğer yazının devamını okursanız sizi bundan kurtarabilmek için bir kaç tane araç paylaşacağım ve umarım yazının sonunda harekete geçmeye ikna etmiş olacağım.
Eğitimlerimde, firmalarda çalıştığım yönetici ve yazılımcılarda ve kariyer koçluğu yaptığım kişilerde en çok rastladığım sorunlardan birisi harekete geçememek. Dur şunu da öğreneyim öyle yaparım, dur şu kitabı da okuyayım, önce şu eğitimi alayım sonra başvuru yaparım diyerek aylarını bazen de yıllarını geçiriyorlar. Sonunda da ellerindeki fırsatlardan oluyorlar. Benim gözlemime göre herkesin farklı sebepleri var, ancak bunların etrafına biraz sınırları çizmeye çalışacağım ve hangisinin size daha yakın olduğunu keşfetmeyi size bırakacağım.
Mükemmeliyetçilik: Mükemmel sonuçlar elde edememe korkusu kişiyi harekete geçirmeyi engeller ya da tereddüt eder. Mükemmel hale getirebilmek için sürekli düşünür ve analiz yapar.
Karar Kaygısı: Yanlış karar verme korkusu yüzünden kişi sürekli analiz yapar. Çünkü ona göre yanlış karar vermek başına gelebilecek en kötü şeylerden biridir.
Özgüven Eksikliği: Kişi kendi içgüdülerine güvenmez ya da başka sebeplerden dolayı onları dinlemez. Bu durumda da kararlarının olumsuz sonuçlarını büyütür ve daha fazla analiz etmek için zaman harcar.
Bilgi Yükü: Nasıl ki az bilgi sorunsa çok fazla bilgi de aynı oranda soruna yol açar, bu durumda da hangi bilginin daha önemli olduğunu anlamakta zorlanırlar.
Seçenek fazlalığı: Markete gittiğinizde alacağınız basit bir yumurtanın bir sürü markadan satışta olduğunu gördüğünüzde yaşadığınız sorundur. Rafların önünde saatlerinizi geçirdiğiniz oldu mu?
Risk iştahını tahlil edememe: Güvende kalmak adına kişi çoğu zaman risk almaktan kaçınıp analiz yapmaya devam eder.
İşte bunlar benim gözlemleyebildiğim bir kaç tane genel kök neden. Bu sebepler tabii ki arttırılabilir, hatta sizlerin keşfettiği sebepleri de yorumlarda duymayı çok isterim!
Peki nasıl kurtulacağız?
Birinci adım, adını koymak ve davranışın kök nedenini yakalamak. Sonrasında da bu korkunç döngüden kurtulmak için izlenebilecek bir kaç yöntem var. Elbette bu yöntemler kök nedene bağlı olarak değişecektir. Ama bu problemi yaşadığınızı düşünüyorsanız daha önceden çalıştığını gördüğüm bir kaç ipucunu sizinle paylaşacağım:
Hareket planı ve ölçülebilir hedefler belirleyin
Bu hedefler “SMART” yani Belirli (Specific), Ölçülebilir (Mesurable), Ulaşılabilir (Achievable), İlgili (Relevant) ve Zamanlı (Time-bound) olmalı. Gelin bunu bir örnekle açıklayalım:
Kötü bir plan: Yazılım yöneticisi olmak istiyorum.
SMART hedef: 12 ay içinde yazılım alanında yöneticilik rolüne geçmek istiyorum. Bunun için Liderlik ve Koçluk eğitimleri alacağım, eksik yönlerimi keşfedip bunun için planımı düzenleyeceğim. Firma içerisinde yöneticimle konuşup firma içindeki liderlik fırsatlarını bulup bu alanda tecrübe kazanacağım fırsatları yakalayacağım. Sonrasında da en az 10 iş görüşmesi yapıp en az 2 teklif alacağım.
Böyle bir hedefi bu kadar net ve rafine yazmanın gerçekten zor olduğunun farkındayım. Özellikle tek başına, sektörü doğru düzgün analiz etmeden bu noktaya gelebilmek gerçekten çok güç. Ancak bu “başka bir yazının konusu” diyerek bununla alakalı bir sonraki yönteme geçiyorum.
Mentor ya da tecrübeli bir arkadaşla tartışın
Bu tarz hedefleri yaratabilmek ya da bazen sadece içinde bulunduğunuz durumu daha objektif bir açıdan değerlendirebilmek için sektörü sizden daha iyi bilen ya da çalıştığınız alanda sizden daha tecrübeli birileriyle vakit geçirmek çok faydalı olacaktır. Bu tarz fikir alışverişleri her zaman size doğruyu vermez, ancak eğer bunları iyi bir filtreden geçirirseniz altın ya da çok daha değerli bir maden bulabilirsiniz.
“Mükemmel” değil “yeterince iyi” olmayı hedefleyin
Öncelikle şunu kabul edelim; Mükemmel diye bir şey yok. Gördüğünüz bir çok mükemmel davranış aslında sizin eksikliklerini kaçırdığınız davranışlardan fazlası değil. Dolayısıyla sorun yaşamaktan kaçmak adına hedeflediğiniz mükemmellik, sizi ulaşmaya çalıştığınız hedeflerinizden uzaklaştıracak ve bir çok fırsatı kaçırmanıza sebep olacaktır.
Bunun yerine önerim; yeterince iyi olmayı hedefleyip hatalardan ve süreç içinde keşfettiğiniz eksikliklerden ders çıkartıp bunları öğrenme fırsatlarına dönüştürmeniz. Kendi zihniniz içinde kendi başınıza harcayacağınız 100 saatten öğreneceklerinizle başkalarıyla yapacağınız 1 saatlik bir sunum ve geribildirimden öğrenecekleriniz çok farklı olacaktır. Aynı şekilde 100 saat harcayıp ürettiğiniz tamamen hazır bir çıktıdan alacağınız geribildirim o 100 saati çöpe atmanıza ve yeniden 100 saat harcamanıza sebep olabilecekken sadece 1 saat harcayıp tam bitmemiş bir fikirden alacağınız geribildirim sizi sadece 1 saati çöpe atmanıza sebep olur. Bu durumda sizce hangisi daha verimli bir yöntemdir? Hem ayrıca neyin ne kadar yeterli olduğunun kararı başkası tarafından (örneğin yöneticiniz) verilecekse, o zaman daha erken geribildirim almak daha mantıklı değil midir?
Yeterince iyi olmak, vasatlığın önündeki en büyük silahınız. Sürekli geribildirim alıp sürekli öğrenmek, kısa aralıklarla kendinizi geliştirmek kariyerlerinde hızlı ilerleyen kişilerin farkında olarak ya da olmadan uyguladığı gizli reçetelerden birisidir. Bunu iyi kullanmaya bakın.
Küçük adımlar atın
Yeterince iyiye ve sonucunda sizi başarıya götürecek taktiklerden birisi de küçük ama sık adımlarla yürümeniz. Yani geribildirim döngüsünü sık tutarak hızlı bir şekilde başarılı ya da başarısız olmanız, başarısızlık riskini en az indirmenize yarayacaktır. Örneğin yönetici olmak istediğiniz bir firmada çalışıyorsunuz; Niyetinizi yöneticinize belli edin ve ondan bir talepte bulunun. Ona gidin ve deyin ki; “Ben yöneticiliği denemek için fırsatlar arıyorum, bana önerebileceğin ve alabileceğim küçük bir sorumluluk nedir?”.
Büyük bir ekibin sorumluluğunu alarak büyük bir adım atabilirsiniz. Ancak unutmayın, ilk denemenizde başarısız olma ihtimaliniz doğal olarak çok yüksek olacaktır. Bu da sizin içinizdeki o kaygı ve korku ateşine adeta odun atarak körükleyecektir. Bu durumda küçük sorumluluklarla başlamak, hemen geribildirime almak sizi çok daha fazla geliştirecek ve küçük başarılar özgüven yaratmanıza yardımcı olacaktır.
Son olarak içinde bulunduğunuz süreçte kabul edilebilir riskin ne kadar olduğuna karar verin. Bu kararı verirsem başıma ne gelebilir? Bu adımı atarsam en kötü ne olabilir? Daha sonra bu karardan dönebilir miyim? Burada yaşayacağım kötü bir deneyim gerçekten de kariyerime mal olabilir mi?
Zihnimiz evrimsel olarak kötü ihtimallere odaklanmaya programlanmış olsa da araya mantığımızı sokarak bu süreci daha iyi kontrol edebiliriz.
Nasıl ki kötü bir olay olduktan sonra retrospektif olarak bakıp hatalarımızdan ders çıkartmaya çalışıyorsak (post-mortem), büyük hareketler öncesi “pre-mortem” yaparak kötü gidebilecek şeyleri tahmin etmeye ve bunlarla ilgili ne yapacağımızı SMART hedeflerimizin içine koymayı da düşünebiliriz.
Umarım sizi harekete geçirebilmek için yeterince araç ve yöntem sunmuşumdur. Yorumlara fikirlerinizi ve yaşadığınızı sorunları yazmayı unutmayın. Özellikle gözden kaçırdığımı düşündüğünüz farklı yöntemler olduğunu düşünürseniz sizlerden öğrenmeyi çok isterim!
sanırım birçok kişi yazıyı okurken benimle aynı duygulara sahip olmuştur, "aaa! bu benim" diye.
stop starting, start finishing olarak bakıyordum bu konulara, SMART daha smart bir yaklaşımmış =) Motive edici ve keyifli bir yazı olmuş, ellerinize sağlık.
Aydınlatıcı yazınız için teşekkürler Mert hocam👍