Duygusal Zeka Serisi: #2 Öz Düzenleme
Çalışma ortamında hareketlerimizi yönetmemize yardımcı olacak hislerimizi yönetme yolları!
Eminim ki bu durumu yaşamışsınızdır: Bir toplantıda fikrinizi paylaşırsınız ve anında birinin eleştirileriyle karşılaşırsınız. Ya da bir projeye tam anlamıyla odaklanmışken, aniden beklenmedik bir değişiklik talebi gelir. İçinizde bir dalgalanma, belki öfke, belki de hayal kırıklığı yükselir. İşte bu anları yönetmek, öz düzenleme becerimizin devreye girdiği kritik anlardır.
Öz düzenleme, ilk tepkinin etkisini yöneterek duygularımızın kontrolü ele geçirip bizi hedeflerimizden uzaklaştırmasını engeller. Duygusal zekanın bu temel unsuru, hem kendimize hem de ekibimize karşı daha dengeli ve yapıcı bir lider olmanın kapısını aralar. Eğitimlerde sürekli vurguladığımız gibi, öz düzenleme de pratikle gelişir; tepkilerimizi kontrol edebilmek, sakin kalabilmek ve mantıklı kararlar alabilmek zamanla kazanılan bir yetkinliktir. Özellikle Teknik Liderlik eğitimimizin ilk gününde, zihnin nasıl çalıştığını anlamaya yönelik tartışmalarda, Daniel Kahneman’ın Hızlı Ve Yavaş Düşünme kitabını sıkça ele alıyoruz ve bu teorileri pratiklerle pekiştirerek uygulamaya geçmeyi hedefliyoruz.
Hızlı ve Yavaş Düşünce
Kahneman, düşünce sistemlerimizi iki ana kategoriye ayırır: Sistem 1 ve Sistem 2. Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabında, bu iki sistemin işleyişini ve tepki hızlarındaki farkı ayrıntılı olarak açıklar. Kahneman’a göre, Sistem 1 beynimizin hızlı, sezgisel ve duygusal yanıdır; anlık tepkilerimiz genellikle bu sistemden gelir. Enerji ve bilinçli düşünme gerektirmeden devreye giren Sistem 1, binlerce yıl boyunca bizi tehlikelerden korumak için gelişmiş bir mekanizmadır. Bu yüzden, duygusal tepkilerimiz bu sistemle otomatik olarak harekete geçer.
Sistem 2 ise daha yavaş, bilinçli ve analitik düşünme sürecidir. Bu sistem, detaylı analizler yapmak, durumu kapsamlı değerlendirmek ve uzun vadeli sonuçları hesaplamak için kullanılır; dolayısıyla, daha fazla enerji ve zaman gerektirir. Rasyonel ve bilinçli kararlar alırken, acele etmeden ve düşünce sürecine odaklanarak hareket etmemiz gerektiğinde Sistem 2 devreye girer.
Öz düzenleme becerisi ise tam olarak bu iki sistem arasındaki dengeyi kurmakla ilgilidir. Hızlı tepkilerimizi yöneten Sistem 1 bizi anlık ve duygusal tepkilere iterken, öz düzenleme sayesinde, bu ilk tepkiyi kontrol altında tutarak Sistem 2’nin devreye girmesi için zaman kazandırırız. Böylelikle daha düşünceli ve mantıklı yanıtlar verebiliriz. Bu iki sistemin uyumunu sağlamak, özellikle liderler için, duygusal anlarda bile sakin ve analitik bir yaklaşımı korumalarına yardımcı olur. Eğitimlerimizde, bu uyumu güçlendirerek, liderlerin hem kendilerine hem de ekiplerine daha dengeli bir şekilde rehberlik edebilmelerini hedefliyoruz.
Öz düzenleme eksikliğinin sonuçlarını bir örnek üzerinden inceleyelim:
Takımın teknik lideri Ayşe, bir iş takibi toplantısında projenin gecikme ihtimaliyle karşılaştığında içini kaygı ve hayal kırıklığı kaplar. Teslim tarihinin hızla yaklaştığını ve ekibin geride kaldığını düşünerek bu olumsuz duygularını kontrol edemez. Toplantı sonrası ekibini bir araya getirdiğinde, yüz ifadesindeki hayal kırıklığını ve ses tonundaki sertliği gizleyemeden geri bildirimde bulunur. Bu tavrı, ekipte suçluluk ve yetersizlik duyguları uyandırır; ekip üyeleri Ayşe'nin tepkisinden çekinir hale gelir ve kimse karşılık vermek ya da çözüm önerisinde bulunmak istemez.
Ayşe’nin öz düzenleme eksikliği, kaygısını doğru yönetememesine ve bunu ekibe doğrudan yansıtmasına yol açar. Bu durum, ekibin motivasyonunu düşürür ve proje üzerindeki baskıyı artırır. Çalışanlar bir süre sonra hata yapmaktan çekinip risk almaktan kaçınmaya başlarlar; bu da projenin ilerlemesini daha fazla yavaşlatır ve iş kalitesinin düşmesine yol açar.
Eğer Ayşe, kaygı anında duygularını yönetebilseydi, bu durumun ekibe yansımasını önleyebilir ve iş birliğini teşvik eden bir tavır sergileyebilirdi. Duygularını kontrol altında tutarak toplantıyı daha yapıcı bir havada sürdürebilirdi. Örneğin, projedeki gecikmenin nedenlerini ekipçe değerlendirebilir ve birlikte çözüm yolları üretebilirlerdi. Ayşe’nin öz düzenleme becerisini kullanması, ekip içinde güveni koruyacak ve motivasyonu yüksek tutacak bir ortam yaratmasına olanak sağlayacaktı.
Bu örnekten de görüldüğü gibi, öz düzenleme eksikliği yalnızca bireysel performansı değil, ekip içi uyum ve projenin başarısını da doğrudan etkileyebilir. Ayşe'nin liderlik yaklaşımında öz düzenlemeyi güçlendirmesi, ilerleyen projelerde daha sağlam ve güven verici bir lider olarak algılanmasını sağlayacaktır.
Peki Öz Düzenleme Becerisini nasıl geliştiririz?
Duygusal Tepkileri Gözlemleme ve Farkındalık Kazanma
İlk adım, hangi durumların sizde duygusal tepki yarattığını belirlemektir. Bir olay karşısında hemen tepki vermek yerine, o an duygularınızı gözlemleyip ne hissettiğinizi anlamaya çalışın. Örneğin, bir toplantıda rahatsız edici bir eleştiri aldığınızda, ilk tepkilerinizi fark edin ve derin bir nefes alarak sakin kalmaya odaklanın. Bu küçük ara, duygusal beyinden gelen ani tepkileri engellemenize yardımcı olur.
Duraklama Alışkanlığını Geliştirme
Tepki vermeden önce kısa bir duraklama yapmak, öz düzenleme için güçlü bir araçtır. Sinirlendiğiniz veya hayal kırıklığına uğradığınızda hemen cevap vermek yerine, birkaç saniye bekleyin veya gerekirse toplantı ya da konuşmayı kısa bir ara vererek sonlandırın. Bu duraklama, rasyonel düşüncenizi devreye sokar ve daha sağlıklı bir tepki vermenizi sağlar.
Nefes ve Rahatlama Tekniklerini Kullanma
Derin nefes almak, kaygı ve stresi hafifletmenin en etkili yollarından biridir. Özellikle zorlayıcı bir durumda kaldığınızda, birkaç derin nefes almak duygusal yoğunluğu azaltır ve düşüncelerinizi sakinleştirir. Bu tür teknikleri gün boyunca uygulayarak sakin kalma alışkanlığınızı geliştirebilirsiniz.
Geri Bildirim Alma ve Kendini Geliştirme
Kendinizin nasıl tepki verdiğini daha iyi anlamak için güvendiğiniz bir iş arkadaşınızdan veya sözüne güvendiğiniz başka birinden geri bildirim isteyin. Bu kişi, stresli veya zorlu durumlarda nasıl göründüğünüz ve nasıl tepki verdiğiniz konusunda dışarıdan bir bakış açısı sunabilir. Bu geri bildirimler, öz düzenleme becerinizi geliştirmenize katkı sağlar.
Kısa Bir Zihin Molası Vermek
Yoğun stres altında hissettiğiniz anlarda, birkaç dakikalık bir mola vermek faydalı olur. Özellikle karmaşık projelerde veya baskı altında çalışırken zihninizi yenilemek için bir yürüyüş yapmak veya sessiz bir yerde birkaç dakika geçirmek sakinleşmenizi sağlar. Bu kısa molalar, duygusal kontrolünüzü yeniden kazanmanıza yardımcı olur.
Bilişsel Yeniden Yapılandırma Yöntemi Kullanma
Kendinize olumsuz düşünceler yerine daha olumlu ve gerçekçi düşünceler üretmek için bir alternatif sunabilirsiniz. Örneğin, bir proje yetişmeyecek endişesi sizi sardığında “Bu durumu nasıl daha iyi yönetebilirim?” veya “Ekibimle birlikte bu zorluğu nasıl aşabiliriz?” gibi olumlu sorular sormak, olaylara daha çözüm odaklı yaklaşmanızı sağlar.
Farkındalık Pratiği
Farkındalık, şimdiki ana odaklanarak duygularınızı gözlemlemeyi ve kabul etmeyi öğretir. Günlük kısa farkındalık egzersizleri veya meditasyon yapmak, olayları daha objektif bir şekilde değerlendirme yetinizi geliştirir ve duygusal yoğunluk karşısında daha sakin kalmanızı sağlar.
Bu yöntemleri günlük yaşantınıza dahil ederek, duygusal tepkilerinizin farkında olabilir ve gerektiğinde onları yönetmeyi öğrenebilirsiniz. Öz düzenleme, özellikle iş hayatında uzun vadede güvenilir ve dengeli bir liderlik sergilemenize katkı sağlar.
Tesekkurler.